Mesleki deneyimlerin insan hayatında hep çok önemli olduğunu, bu deneyimlerin farklı bakış açıları kazanmamıza sebep olduğunu düşünmüşümdür.
Bu sebeple, Düzce Üniversitesinin inşaatını sürdürürken başımızdan geçen bir olayı paylaşmak istiyorum.
Binayı bitirmiş kabul aşamasındaydık. Kabul heyeti, binayı gezip eksikleri yazmış, bodruma geldikleri zaman duvardaki sıva çatlaklarını fark ederek onu da yazmışlardı. Verilen süre sonunda arkadaşlarımız eksik olan tespitleri yerine getirerek, kontrollüğe teslim etmek üzere dilekçe verip heyeti tekrar davet etti. Bodruma inince sıva çatlakları tekrar görülmüş ve tutanağa yazılmıştı. Yaklaşık üç ay gibi bir süre geçmesine rağmen, çatlaklar tamir ediliyor ancak tekrar çatlıyor dolayısıyla insanlar geriliyordu.
Sorun çözülmüyor, Düzce gazeteleri yeni binada çatlak olmasını haberleştiriyorlardı. Gerilim hem kurumu hem de firmayı etkilemeye başlamıştı. Süre uzayınca benim de dâhil olduğum, geniş katılımlı bir heyet ile çatlağın olduğu bölgeyi birlikte incelemek için toplandık. Yaklaşık yirmi kişi çatlağın başında buluştuk. Herkes gergindi. Geçici kabul tarihinden sonra, üç ay gibi bir zaman geçmesine rağmen sorun çözülememişti. Çatlağa bakıyorduk, kimse yorum dahi yapmıyordu. Çatlağı açalım dedim. Zaten gergin olan ortam iyice buz kesti. Aletlerin getirilmesi sonrası çatlak açılmaya başlandı. Çatlağın arkasında ne olduğuna bakacaktık. Betonarme imalatlarını da takip ettiğim için çatlak açılırken, bulunduğu yerin iki binanın birleşimi bir dilatasyon* noktası olduğunu anladım. Herkes rahatladı, sıva çatlağı açıldıkça betonarme kirişler ortaya çıkıyor derz görünüyordu. Yaklaşık üç aylık bir zaman sonrasında gerçeği ortaya çıkarıp sorunu çözmüştük.
Arkasından neden çalışanlar ve kontrol edenler bu çatlağı baştan açıp bunun bir sorun olarak büyümesini engellemedi diye sorguladığımda vardığım sonuç; insanların çatlağın arkasından çıkabilecek sorunla yüzleşmek istememeleri oldu. Çatlağı kapatmaya çalıştılarsa da başaramadılar. Çünkü iki bina, ağırlıklarının farklılığından dolayı farklı oturma yapmaya devam ediyordu.
Gerçekle yüzleşmek insanoğlu için her zaman zor olmuştur. Karşılarına neyin çıkacağını bilememek, gelecekle bağlantı kuramamak, mevcut durumun değişimini zorlaştırmıştır.
Bekir Ağırdır, Konda’nın şubat ayında yaptırdığı anket için şöyle bir açıklama yaptı; “AK Parti oy kaybediyor, kaybetmiyor meselesi değil. Çözülüyor, gidecek yer bulamıyor. Yüzde 45’den 30’lara düştü. Bu bir alamettir, ama gidecek yer bulamadı. Su kaynıyor, çayın altı açık, buhara döndüğü gün fark edeceğiz. Şubat ayı ölçümümüzde AK Parti yüzde 30’un altında idi.”[1]
Doğal olan; iktidardan akan suyun buharlaşmaması muhalefete gitmesidir. Muhalefetin oylarında neden artış olmadığını sorgulamamız gerekir. Muhalefetin incelenmesi, sıva çatlağının açılmasıyla aynıdır. Çatlağı açarsak mevcut muhalefeti yönlendirenlerin AKP sürecindeki icraatlarını değerlendiririz.
Yaşam su gibi akar, durdurulamaz, fakat yönlendirilebilir. Bilim ve siyasetin görevi insan ve doğa arasındaki ilişkinin düzenlenmesine katkı verip ileriyi görmektir. CHP ve diğer muhalif yapılanmalar, kendilerini tartıştırabilecek alanları açmadıkları sürece çatlağın arkasındaki gerçeği görmek mümkün değil. Bunun için de mevcut yönetimlerin ördüğü duvarlar yıkılmalıdır.
Kendisini muhalif ve aydın hissedenlere düşen görev çatlağı açıp içindekileri görmek ve toplumla paylaşmaktır. O zaman toplumda güven ortamı yeniden kurulur ve gelecek yönlendirilir. Çatlağı açma iradesi ortaya konulduğunda görülecektir ki Çözüm gözümüzün önündedir.
Daha fazla vakit kaybetmeden gelin hep birlikte çatlağı açalım.
*Dilatasyon: Yüksek katlı yapılarda ve oturma alanı olarak geniş yapılar tasarlanması sırasında yapının oturmuş olduğu zeminde yer alan farklılık ve sıcaklık gibi değişimlerden meydana gelecek olan genleşme ve kısalma işlemlerini engellemek amacıyla bırakılan boşluklardır.
Aykurt Nuhoğlu, İnşaat Müh., geçmiş önem Kadıköy Belediye Başkanı
[1] https://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2020/06/06/konda-genel-muduru-bekir-agirdir-akpnin-oyu-yuzde-30lara-dustu/
Sn. NUHOĞLU,
Genel olarak görüşlerinizin hepsine katıldığımı belirtmek istiyorum. Yazınızda örnek olarak anlattığınız inşaat olayında sorunun çözümüne katkı sağladığınız şekilde, yazının sonucunu da “gelin çatlağı hep birlikte açıp, içindekileri görüp, toplumla paylaşalım” yaklaşımınız var ve buna da katılıyorum.
Ancak katılmadığım bir görüşünüzü de sizinle paylaşmak istiyorum. Bana göre, mevcut yönetim CHP’nin uzun süredir “olabilen” en demokratik yönetimlerinden biri olup, “kalın duvarlar örme” eleştirinize katılmadığımı da özellikle belirtmek isterim. Bu yönetim, partinin geçmiş dönemlerden kalan hantal yapısını da yine olabildiğince aşmaya çalışmış, ciddi ilerleme kaydetmiştir.
Parti içindeki dinozorlaşmış yapı ve kişiliklerin büyük kısmı aktif görevlerde değildir ve bunu, bu yönetim sağlamıştır.
Meclis grubunda partimizi temsil edenler son derece yetkin, etkin ve çalışkandırlar. Parti sözcümüz Sn. Faik ÖZTRAK ise benim son 40 yılda tüm siyasal partiler içinde gördüğüm en iyi “parti sözcüsü”dür.
Bu sebeple “kalın duvarlar ören yönetim” eleştirinize katılamıyorum.
Aslında “çatlağın” her ne olduğunu düşünüyorsanız, direkt olarak giderilmesi konusundaki fikirlerinizi parti yönetimi ile yazılı paylaşmanızın hem partimize hem de ülkemize katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Fikirleriniz benim ve tüm CHP’liler için değerli olup, sizi eleştirmek için yazmadığımı, bilakis yazınıza katkı sağlamak amacıyla fikirlerimi paylaşmayı amaçladığımı da bilmenizi isterim.
Saygılarımla.
Necdet ÇOBAN
Kırklareli Belediye Başkanı Sn. Mehmet Siyam Kesimoğlu sadece olağanüstü kurultay için imza verdiği için çok başarılı bir Başkan olmasına rağmen 2019 da aday yapılmadı çok sevdiği partisine karşı bağımsız aday olarak seçime girdi neyseki Kırklareli seçmeni Kılıçdaroğlu ve avanesinden çok daha akıllı olduğundan Sn. Kesimoğlunu bağımısız olarak yeniden seçti. Olağan üstü kurultay için imza verdi diye başarılı Belediye Başkanının üstünü çizmek mi demokratlık ?
2018 de delegelere tehditle yada ulufeyle imzaları geri çektirip sonrada eksik 30 imzanın arkasına saklanıp kurultaydan kaçmak mı demokratlık ?
Anayasaya aykırı olduğunu bile bile el alem ne der korkusuyla dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet demek mi demokratlık ?
Sayın nejdet coban Bende sizin duvar engeli yazayım sn selami öztürk yirmi beş yıl kadiköyü yönetti natülüs avm ye izin verdi ben kadiköylüyüm kadiköyde bir jimnastik salonu yok avm yerine muazzam bir spor salonu yapılazmıydı .Modaya çıkarken yapılan otel bunlar gözümle gördüklerim . Selami başkan yirbeş yıl sadece kendine çalıştı .Kadiköy halkı anlamadı ya Genel merkez niye anlamadı işler biraz anlaşılır gibi oldu selami başkan aday gösterilmedi .Aykut başkan tam işe alışmıştı aday gösterilmesi neden merkezdeki duvar engelledi Aykut başkanı kendim gibi bilirim önüne milyon dolarları ser hiç birine dokunmaz .Genel merkez nasıl olursa olsun CHP Çeketi koysa kazanır .Öyle bir olay yoktur .Bize dürüst adam lazım biz AKP ancak bütün belediye birimlerinde dürüstlük kavramını halka inandırabilirsek o zaman sıra iktıdar olmaya gelir .Genel merkez ne yaptı dokunulmazlık kalksın kalksın diye ortalığı birbirine kattı .Zannetdiki AKP Kendi adamlarının dokunulmazlıkarını kaldıracak kaldırdımı hayır kaybeden kim oldu işte O duvar o çatlak siyasette ne konuşacağını çok dikkat edeceksin .Konuşduktan sonra düşünmeyeceksin .Bir şey ortaya attınmı sonuna kadar dakip edeceksin .Öyle fetonun siyasi ayağı deyip yarım bırakmayacaksın .Öyle duvarın çatlağınıda yarım bırakmayacaksın .Aykut başkan çok güzel konunun ana konusundan giriş yaptı ben kompozisyondan anlarım lisede devamlı on alırdım .Ben öyle fazla kitap okumam kitap yazanlar sadece para kazanırlar toplum barışına bir katkısı yoktur Konuyu biraz dağıttık ama o duvarın çatlağı bir gün mutlaka ortaya cıkacaktır .Ben sizi tanımıyorum ama görüşümüz yorum larımız farklı olabilir .
Sayın nejdet coban Bende sizin duvar engeli yazayım sn selami öztürk yirmi beş yıl kadiköyü yönetti natülüs avm ye izin verdi ben kadiköylüyüm kadiköyde bir jimnastik salonu yok avm yerine muazzam bir spor salonu yapılazmıydı .Modaya çıkarken yapılan otel bunlar gözümle gördüklerim . Selami başkan yirbeş yıl sadece kendine çalıştı .Kadiköy halkı anlamadı ya Genel merkez niye anlamadı işler biraz anlaşılır gibi oldu selami başkan aday gösterilmedi .Aykut başkan tam işe alışmıştı aday gösterilmesi neden merkezdeki duvar engelledi Aykut başkanı kendim gibi bilirim önüne milyon dolarları ser hiç birine dokunmaz .Genel merkez nasıl olursa olsun CHP Çeketi koysa kazanır .Öyle bir olay yoktur .Bize dürüst adam lazım biz AKP ancak bütün belediye birimlerinde dürüstlük kavramını halka inandırabilirsek o zaman sıra iktıdar olmaya gelir .Genel merkez ne yaptı dokunulmazlık kalksın kalksın diye ortalığı birbirine kattı .Zannetdiki AKP Kendi adamlarının dokunulmazlıkarını kaldıracak kaldırdımı hayır kaybeden kim oldu işte O duvar o çatlak siyasette ne konuşacağını çok dikkat edeceksin .Konuşduktan sonra düşünmeyeceksin .Bir şey ortaya attınmı sonuna kadar dakip edeceksin .Öyle fetonun siyasi ayağı deyip yarım bırakmayacaksın .Öyle duvarın çatlağınıda yarım bırakmayacaksın .Aykut başkan çok güzel konunun ana konusundan giriş yaptı ben kompozisyondan anlarım lisede devamlı on alırdım .Ben öyle fazla kitap okumam kitap yazanlar sadece para kazanırlar toplum barışına bir katkısı yoktur Konuyu biraz dağıttık ama o duvarın çatlağı bir gün mutlaka ortaya cıkacaktır .Ben sizi tanımıyorum ama görüşümüz yorum larımız farklı olabilir .
Sayın Nuhoğlu şeffaflık ve katılımcı üretkenliğin gereğinin yolunu açalım ve iktidar olmak için büyümenin yollarını açalım diyor.Çatlağa yol açan, açtıran sebeplerin tespiti ile birlikte,çözümün nitelikli bir yapılanma ile gündeme geleceği kuşkusuzdur. Önemli olan çatlağı görüyoruz diyenlerin ortak ses ve birliğidir.Yapılırsa verimli olur..Hayırlı günler..Saygılarımla…
Başkan görüşlerine katılıyorum zaten CHP’deki temel sorun çatlağın arkasındaki gerçeği kimsenin görmemek istemesidir bunu nasıl aşarız hep birlikte böyle birbirimize öneri ve düşüncelerimizi açarak önce parti içinde sonra toplumla paylaşarak bir çatlağın arkasındaki gerçeği gören ve çözüm bulan partiyi ve ülke muhalefetini oluşturmalıyız???
Av.Zeynel Öztürk.
CHP İst.Kurultay delegesi.
Uzun sayılacak yaşamımın -ki 1942 Mart ayının 4.cü günü doğumluyum-hastalanıp hafızlık çalışmayı bırajtıktan sobra 1854 yılında Hayrat İlkokulunda 2.sınıftan başladığım “Cumhuriyeti, Atarürkü, Ulusal Kurtuluş Savaşını içselleştirme” ye dayalı eğitim yıllaŕımla yaşamımı sürdürmek için çalışma ve üretme yıllarım benim hep iç içe olmuştuŕ.Çünkü ben okurken de çslışıyordum.
Siyasetle ilgi ve ilişkim, okuduğum okullarda-ilkokul dahil- sosyal ve kulturel çalışmalaŕdakı kstılımımın derslere ayırdığım zamabdan hep daha fazla olmasıyla başlamış, yaşım 28 olunca da resmi Dernek çalışmalarıyla suyaseyt benim yaşam bicimimi olusturmuştur.
Bütün bu uğradlar içinde temel tesbitim
Şudur:
Bir kurulusta-dernek, vakıf, parti gibi-kuruluşun üst yöneticilerinden ne şekilde ve ne ölçüde olursa olsun, bir beklentisi olanlar, yönetimi elestirenlere karşı yönetimi savunmayı temel görev sayıyorlar.Üst yoneticileri ellerinden geldikçe eleştirilemez, kusursuz, dokunulması mensup oldukları kuruluşu
Zarara uğratır..vb.gibi anlamsız, bilim dışı, cıvık cıvik yağcilık kokan imparatorluk batırmış Osmanlı kokusmuşluğu havasında teraneler olur.
Bilimsellikli siyaset abartıli övgüleri reddeder, haksız isnatlı eleştirileri lânetler. Doğrunun iki yüzu vardır da yüzsüzlüğü asla yoktur.
NOT: 1.Yaşım 28 değil 18 olunca olacaktı.
2.1854 değil 1954 olacaktı.
Düzeltir özür dilerim.