2023’e Giderken

silhouette of tree near body of water during golden hour

Seçimler değişim noktaları olmalıdır. Sistemdeki pasların çözülmesini bu değişimlerle sağlanır.Seçimler sonucunda büyük sistemsel değişikler yaratılmaz, vatandaşlar kendi güçlerinin devam ettiğini tespit eder. Normal işleyen sistemlerde beklenti budur.

Bizim gibi ülkelerde her taraf pas tutsa da değişim sancılı olmuştur. Her şeyin işlemez hale geldiği noktada zorunlu değişimler olur, yönetenler değişir, taze kan gelir gibi olsa da, paslar kalır, sistem çürümeye devam eder. Yapılan sadece geçici nefes alma noktaları yaratmaktır.

Çok partili döneme geçtikten sonraki dönem incelendiğinde, yaşanan sıkıntılar en üst seviyeye çıkmasına karşın seçimlerle değişim yaratılamadı. 60 İhtilali, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleriyle de demokratik sistemin halk tarafından seçimle yerleşmesi engellendi. Batan ekonominin faturasını halka kesmenin yolu, baskı ortamları oldu. İktidarlar, sıkıştıkları noktada darbeler veya seçim kanundaki değişikliklerle yerlerinde kalmanın yollarını buldu. Demokratik sistem işlemediği için, hala seçimle gelenlerin seçimle gitmek zoruna gidiyor.

Eksik olan ne? İktidar partileri değişiyor, sistem değişmiyor. Gelenler sömürü ve baskıyı artırarak devam ettiriyor. Demokrasi güçlerinin iktidar değişimlerindeki etkisi, değişim noktasında kayboluyor.Seçimler, darbeler ve müdahaleler sonucunda halkın katılımı engelleniyor. Liderlerin çevresinde otoriter bir yapı oluşturuluyor. Suni olarak yaratılan karşıtlık ve çatışmaların yarattığı korku ve endişe insanları her şeye razı bir duruma getiriyor. Zaman geçiyor, dönemler değişiyor, aynı yöntemler uygulanıyor.

Toplum olarak gergin bir durumdayız. AKP iktidarı yönetim kabiliyetini kaybetmiş, halk; gelecekten umudunu kesmiş, bir değişim ışığı görünemiyor. İktidara alternatif olarak ortaya çıkan söylemlerde; demokrasi, laiklik, eşitlik ve adalet gibi temel değerlerin hepsini bir arada göremiyoruz.

AKP gitsin de yerine kim gelirse gelsin anlayışı bugüne kadar bir karşılık bulmadı. Çünkü halk, kişilerin değişimini değil bu işlemeyen sistemin değiştirilmesini istiyor.

Peki, bu değişim nasıl olacak? Değişimin sadece siyasal partilerin tekeline bırakılması doğru değildir. Toplumu oluşturtan örgütlü, örgütsüz yapılanmaların işin içinde olmaları gerekir. Halkın katılımının sağlanması yeni bir başlangıç oluşturur. Türkiye demokrasisi kolayı seçerek, kuruluş aşamasında bir ihtiyaç olan yukardan aşağıya örgütlenme modelini sürdürmeye devam etmiştir. Halkın değiştirebileceği noktaları gören sistemin mimarları iktidar değişiklerini kendileri yaparak halkın yönetime katılmasını engellemişlerdir. Oysa demokrasi halkın sürece katılıp değişimi gerçekleştirmesiyle güçlenir. Yapılması gereken değişimin halkla konuşulmasıdır. İhtilaller, darbeler, müdahaleler, siyasi mühendisliklerle yapılan iktidar değişimleri sıkıntılı olmuş, bizi bu günlere getirmiştir.

Bugün, özgür basın tarafından sorgulanamayan, özgür yargı tarafından yargılanamayan ve muhalefet tarafından alternatifi vaat edilemeyen sistem, mafya tarafından tehdit edilmektedir. Bu tehditler, sistemi ayakta tutanın ve yoksulluğu yaratanın “yolsuzluk” olduğunun altını çiziyor. Yolsuzluktan hapishanelerde yatan var mı? Bilmiyorum. Basında günlerce yolsuzluk haberleri olmasına rağmen soruşturma dahi açılmıyor. Devlet ihale yasası işlevsiz hale getirilerek, hepimizin ortak kaynaklarını keyfi olarak dağıtılıyor. Yolsuzluk kriminal bir suç olmaktan çıkmış, iktidar olmuş durumda.

Siyasi olarak gelinen makamların her kademede; keyfi uygulamalara, kimi zaman alenen kimi zaman “parti için” kisvesi altında kişisel çıkarlara hizmet etmesi toplumda siyasete olan güveni azaltmıştır. Güven ortamının sağlanması için sistem hedef alınarak alternatif bir program önerilmelidir. Muhalefetin söylemlerinin ve kadrolarının güven vermesi gerekmektedir.

Aynı isimlere farklı misyonlar yükleyerek seçmenin karşısına sürekli itmek yerine, seçmenlerin değişimden umutsuz ve mevcut isimleri görmekten bıkkın olmasının altındaki nedenin ortaya çıkartılması gerekiyor. Halkın değişim işaretini, bizi bu noktaya sürükleyen siyasetçilerden görmesi mümkün değildir.

2023 seçimlerine giderken; yolsuzluğa, yoksulluğa karşı çıkan, eşitlikçi, özgürlükçü, laik, hukuk ve adaletten yana olan söylemlerin nasıl hayat bulabileceği anlatılmalıdır.Halkın sürece katılımının yaratacağı enerji değişimin önünü açacaktır. Bunun olması için de seçmen iradesi adayları belirlemelidir.

Değişim halkın katılımıyla olur. Demokrasinin kendini inşa etmesi her kademede halkın iradesinin yansıması ile gerçekleşebilir.  Yaşananlardan endişe duyan her bireyin örgütlü veya örgütsüz olduğu her alanda bunu seslendirmesi gereklidir. Değişimi siyasal parti yönetimlerinden beklemek eksik kalır, yaşananların tekrarı olur. Tabandan oluşan hareket baskı ortamı oluşturur, kadrolar değişir, seçmenler değişimi görür, ülkenin üstündeki sis bulutları dağılır.

Aykurt Nuhoğu, İnş. Müh.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.