CHP Ve Kurultaylar(ı):Hazırlık ve UygulamaAşamalarında Bir Model Önerisi

Bu yazı, sosyal demokrat bir partinin nitelikli, katılımcı ve iktidar perspektifi taşıyan program ve tüzük kurultaylarını nasıl hazırlaması gerektiğine dair kuramsal ve pratik bir Çalışma Modeli sunmaktadır. Temel odak noktası, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 28-30 Kasım 2025 tarihlerinde yapılacak 39. Olağan Genel Kurultayına yöneliktir. Bu çerçevede; 25 günle sınırlı bir hazırlık takvimi içinde, uluslararası sosyal demokrat örnekler (SPD, PSOE, PS, Labour Party vb.) ve Sosyalist Enternasyonal ilkeleriyle karşılaştırmalı bir biçimde öneriler geliştirilmiştir. Bugüne kadar yapılan kurultayların şu ya da bu nedenle aşağıda belirtilen özen ve çabayla yapılmamış/yapılamıyor olması Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve Türkiye’ye büyük bedeller ödetmiştir/ödetmektedir.

Sosyal demokrat partiler, kongrelerini toplumsal değişimi demokratik biçimde yansıtmak, politikalarını güncellemek ve örgüt içi meşruiyeti pekiştirmek için yaparlar. Bu nedenle kongre, partinin ideolojik yenilenmesinin, toplumla ilişki düzeyinin ve demokratik kimliğinin kalbidir.

Sosyal demokrasi, yalnızca bir ideolojik yönelim değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerinin karar süreçlerine etkin biçimde katılımını öngören bir siyasal örgütlenme biçimidir. Bu nedenle, bir partinin program ve tüzük kurultayları hem ilkesel hem de yapısal yenilenmenin merkezinde yer alır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin, tarihsel mirasını çağdaş sosyal demokrat ilkelerle yeniden bütünleştirmesi, ancak katılımcı, veriye dayalı ve hesap verebilir bir hazırlık süreciyle mümkün olacaktır. Kurultay, bu bağlamda, partinin yalnızca yeni bir siyasal yönelim belirleyeceği bir toplantı değil, aynı zamanda parti- kadro-toplum ilişkisinin yeniden inşasının kurumsal zeminidir.

Bu nedenle Kurultay, bir sosyal demokrat partinin ideolojik yenilenmesinintoplumsal meşruiyetinin inşasının, yenilenmesinin ve demokratik kimliğinin kurumsal düzeyde teyidinin merkezinde yer alır. Kurultaylar aynı zamanda partinin kadrolarına, örgütsel liyakate ve temsil adaletine gösterdiği özenin en görünür ifadesidir. Bu süreçlerde ortaya çıkabilecek bir samimiyet eksikliği, farklı biçimsel yaklaşımlar ya da örgütsel tutarsızlık, partinin yalnızca iç bütünlüğünü değil, aynı zamanda iktidar perspektifinitoplumla kurduğu güven ilişkisini ve kendini anlatma kapasitesini de zayıflatır.

Bu tür hatalar zinciri, partinin siyasal temsil kabiliyetini sınırlayarak, geniş toplum kesimleri nezdinde anlaşılırlık ve güven kaybına yol açabilir. Dolayısıyla, sosyal demokrat bir partinin kongresi, salt örgütsel bir toplantı değil, partinin kendi kimliğini yeniden kurduğu, ilkelerini güncel toplumsal taleplerle uyumlandırdığı ve geleceğe dair yönünü belirlediği stratejik bir dönüm noktasıdır.

Dolayısıyla, yaklaşan CHP Genel Kurultayı  partinin demokratik kimliğini derinleştiren, toplumsal bağlarını yeniden güçlendiren ve çağdaş sosyal demokrat değerlerle uyumlu bir yönelim inşa etmesi açısından tarihsel bir fırsat olarak görülmelidir.

Kurultay Atmosferinin Oluşturulması

İskenderiye Kütüphanesi’ni kim yaktı? Julius Caesar mı? Yoksa Arap istilacılar mı? Veya Hristiyanlar mı? Ya da bizzat kütüphanenin hamisi mi? Hiçbirinin önemi yok. Antik dünyanın en büyük bilgi deposu kayıp, yetmez mi?

Tarih; Kimin yaktığının, Kimin yıktığının, Kimin bozduğunun, Kimin kurduğunun gerçekleşen olaylardan daha önemli olmadığı bir süreçtir. Tarih, olayların ötesinde bir anlatı sunar. Kimin ne yaptığından çok, bu eylemlerin sonuçları hayatımızı şekillendirir.

Bugünkü siyasi dengelerin değişimi de bize geçmişten ders çıkarma fırsatları sunuyor. Geçmişin etkileriyle ilerlerken, aldığımız dersler ve sonuçlar, geleceğin yönünü belirleyecektir.  Gelişen sonuçların ve bu sonuçların yarattığı dönüşümlerin hikayesinin geleceği nasıl tasarlayacağını birlikte yaşayarak göreceğiz.

Çünkü, siyasi ve toplumsal değişimlerin kökenleri, geçmişin derinliklerinde yatar. Bu nedenle bugünün de yarının geçmişi olacağını unutmadan ilerlemeliyiz. Bugünkü kararlarımız, geçmişten aldığımız derslerle birleşerek geleceğin temellerini inşa edecektir. 

Kurultaya da bu duygu ve düşüncelerle hazırlanmalı; kurultay iklimini doğanın uyanışı gibi ilkbahara çevirmeliyiz. Yeni dalların, yeni tomurcukların, yeni yaprakların ve yepyeni meyvelerin şafağında olduğumuzu bütün dünyaya ilan etmeliyiz!

Öyle bir ilan etmeliyiz ki güneşin altındaki herkes/her şey samimiyetimizden etkilenmeli; işte bunlar, geliyorlar diyebilmeli…

İktidara Gelecek Parti Nasıl Olmalıdır?

Sosyal demokrat teori açısından ‘iktidara gelecek parti’, yalnızca seçim kazanma potansiyeline sahip örgüt değil, ülke yönetimini devralabilecek kurumsal birikim ve olgunlukta, etik ve programatik bütünlüğe sahip siyasal aktördür. Bu tür partiler, siyasal mücadeleyi salt iktidarı elde etmenin değil, toplumsal dönüşümü demokratik biçimde yönetmenin aracı olarak görürler.

Sosyal demokrasinin kurucu ilkeleri olan adalet, eşitlik, özgürlük ve dayanışma, iktidara gelecek partinin hem ilkesel hem de yönetsel pusulasını oluşturur. Ancak bu ilkeler, yalnızca programatik düzeyde değil, örgütsel kültür, kadro politikası ve yönetim anlayışı içinde somutlaşmalıdır.

Bu bağlamda, ‘iktidara gelecek parti’ şu nitelikleri taşımalıdır:

  • Yönetsel Ehliyet: Ülke yönetimini üstlenecek planlama, mali denetim, kamu yönetimi ve politika uygulama kapasitesine sahip olmak;
  • -Toplumsal Meşruiyet: Farklı sınıf, kimlik ve inanç gruplarını dışlamadan, geniş toplum kesimlerinde güven tesis etmek;
  • Kurumsal Liyakat: Kadrolarını yetkinlik, etik sorumluluk ve kamusal bilinç temelinde seçmek;
    – Politik Tutarlılık: Kısa vadeli negatif popülizme değil, uzun vadeli sosyal adalet vizyonuna dayanmak;
  • Yönetim Kültürü: Devleti partiden, partiyi ise kişisel çıkarlardan ayıran demokratik bir yönetim anlayışını benimsemek;
  • -Kurumsal Aidiyet: Kişilerin değil; ezilenlerin, sömürülenlerin, geride kalmışların, yaşamayı zor bir meslek tadında seçmiş/seçtirilmiş olanların partisi olduğunu söylem ve eylemleriyle hayatın her alanında kanıtlamış olmak.

Cumhuriyet Halk Partisi açısından iktidara gelmek kavramı, yalnızca bir hedef değil, aynı zamanda bir kurumsal yeniden yapılanma çağrısı/tercihi anlamına gelir. CHP’nin tarihsel misyonu, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini çağdaş sosyal demokrat ilkelerle birleştirerek, iktidar olma iddiasını toplumun güveniyle örtüştürmek üzerine kuruludur.

Dolayısıyla CHP için ‘iktidara gelecek parti’ olmak; yalnızca seçim kazanmak değil, iktidar olmanın demokratik, etik ve toplumsal sorumluluğunu taşıyabilecek bir yönetim kültürü inşa etmek demektir. Yerel yönetimlerde yaşamış olduğumuz olumsuzluklar, bu alanda alacağımız daha çok yol ve hedefler olduğunu göstermektedir.

İktidar hedefi, program ve tüzük kurultayının da asli amacını tanımlamalıdır, Partiyi muhalefet refleksinden çıkararak yönetim vizyonuna taşıyan bir dönüşüm sürecini başlatmak. 39.Kurultayın temel görevi haline getirilmelidir.

Katılımcı ve Kapsayıcı Sürecin Tasarımı

Kurultayın başarısı, katılımın niteliğine bağlıdır. Demokratik partilerde iç demokrasi yalnızca oy kullanma hakkı değil, sürece dahil olma hakkıdır. 39.Kurultay’ın mahallelerden başlayan, il ve ilçelerde devam eden süreçlerinde bu bölüm maalesef ıskalanmıştır.

Bu bağlamda CHP’ yönetiminin, dünü bırakarak, bugünden itibaren 25 günlük hazırlık döneminde, farklı toplumsal kesimlerden katkıyı sağlayacak çok katmanlı bir katılım modeli benimsemesi gerekir.

İlk 3 günde halk-devlet, ekonomi-toplumsal sınıflar, imar-afet-çevre-iklim, sanayi-teknoloji, hukuk-adalet, işçi-işveren, bilim-kültür-eğitim-gençlik, barınma-beslenme, toplumsal cinsiyet, sağlık, güvenlik, göç, uluslararası ilişkiler, kentsel dönüşümün ekonomi politiği – yerel yönetimler ve örgüt demokrasisi başlıklarında tematik çalışma grupları oluşturulmalıdır. Üyelerin önerilerini çevrimiçi platformlardan iletebileceği bir ‘Kurultay Portalı’ açılmalı, yerel atölyelerle doğrudan tabandan görüş alınmalıdır.

Araştırma ve Analiz Boyutu

Program ve tüzük hazırlıkları yalnızca siyasal beyan değil, bilimsel analiz temeline dayanmalıdır. Sosyal demokrasi literatürü, program belgelerinin veriyle desteklenmiş hedefler içermesi gerektiğini vurgular. İlk 10 gün içinde CHP araştırma birimleri, üniversiteler ve düşünce kuruluşlarıyla iş birliği içinde gelir eşitsizliği, işsizlik, çevre ve dijital dönüşüm vb. gibi konularda durum analizi raporu yayımlamalıdır.

Temel Prensiplerin Tanımlanması

Sosyalist Enternasyonal’in ‘Declaration of Principles’ (Sosyalist Enternasyonal İlkeler Bildirgesi) belgesine göre sosyal demokrasi, adalet, özgürlük, eşitlik ve dayanışmayı esas alır. CHP’nin programında bu ilkeler Türkiye’nin toplumsal gerçekliğine uyarlanarak yeniden tanımlanmalıdır. Eşitlik, adalet, dayanışma ve sürdürülebilirlik ilkeleri hem parti politikalarında hem de iç tüzükte yer bulmalıdır.

Politika Önerilerinin Geliştirilmesi

11–18. günler arasında yukarıda belirtilen tematik çalışma gruplarının hazırlayacağı somut politika önerileri geliştirilebilir. Örnek vermek gerekirse; başta Kamucu Politikalar yoluyla Refaha Dayalı Toplumsal Gelişim hedefli Stratejik Planlama (“RETOG Planı”) düzenine geçiş olmak üzere belli alanlarda somut politika önerileri oluşturulabilir: Eğitim ve Gençlik (ilkokuldan üniversite mezuniyetine kadar, parasız eğitim vs., köy ilkokullarının yeniden ve çağdaş bir yaklaşımla açılmaları), Ekonomi ve Emek (Tarım ve Endüstri köylerinin oluşturulması, yerel kalınma ve yerinden kalkınma modellerinin geliştirilmesi, asgari ücretin kaldırılması; adil ücret kavramının kabulü ve satın alma gücü endeksine bağlanması gibi), Sağlık (şehir hastanelerinin kamu idaresine devri-bölgesel sağlık merkezleri), Çevre ve Enerji (yenilenebilir enerji payının en az %50’ye çıkarılması), Yerel Yönetimler (belediyelerin özerkliği-yerel demokrasinin güçlendirilmesi gibi). Barınma politikaları üretmek vs. Hatta daha da ileri giderek ve gecikmiş bir özeleştiri yaparak, Kanal İstanbul’un yapılmayacağını, bunun AKP’nin ranta dayalı yeni bir Şehr-i İstanbul yaratmak için üzeri örtülmüş stratejik hamlesi olduğunu açıklamak gibi zamana dayanıklı sürdürülebilir önerileri toplumsal gündeme taşımak düşünülmelidir.

Geri Bildirim ve Revizyon Süreci

Kurultay öncesi son 5 gün, kurultay sürecinden önce Genel Merkez tarafından çalışılmış ve ayrıca yukarıda belirtilen yöntemlerle hazırlanmış taslak metinlerin paylaşımı ve revizyon aşamasına ayrılmalıdır. Taslak program üyelerle paylaşılmalı, öneriler toplanmalı, Revizyon Komisyonu tarafından değerlendirilerek nihai metin hazırlanmalıdır.

Bu metin kurultay süresince şu ana kadar hazırlanmış ve önceden redaksiyonu yapılmış metinlerin hepsini birden kapsamalıdır. Bu durum programın meşruiyetini, kalıcı olmasını ve iktidara ulaşılmasını sağlayacak yol haritasıdır. Bu nedenle program, tümüyle şeffaf ve onları hayatın her alanında gururla savunacak, uğruna mücadele edecek olan partililerin yarattığı bir eser olmalıdır. Parti ve program aidiyeti ancak böyle sağlanabilir. Kurultay günü önceden hazırlanmış (Genel Merkezin önceden hazırlamış olduğu taslaktan bahsedilmektedir) bir metnin tartışılmadan oylamaya sunulmasının iktidar mücadelesine katkı yapmayacağı açıktır.

Sonuçların Yaygınlaştırılması

Kurultay sonrası CHP üç boyutlu bir yaygınlaştırma planı hazırlamalıdır: iç eğitim, kamuya açık yayın ve uygulama izleme. Bu süreç, parti içi öğrenme kültürünü ve toplumsal güveni güçlendirecektir.

25 Günlük Kurultay Hazırlık Takvimi

Kurultay hazırlık süreci, toplamda 25 günü kapsayan altı aşamalı bir takvim çerçevesinde yürütülmelidir. İlk 3 gün, çalışma gruplarının oluşturulması aşamasını kapsar; bu dönemde tematik komisyonlar kurulmalı ve öneri toplama sürecini kolaylaştıracak dijital platformlar devreye alınmalıdır. 4-10. günler arasında, partinin bilimsel temellerini güçlendirecek durum analizi aşaması yürütülür; bu süreçte akademik veri toplama, sosyo-ekonomik göstergelerin değerlendirilmesi ve analitik raporların hazırlanması hedeflenir. 11-18. günler arasında, bu verilerden hareketle politika önerilerinin geliştirilmesi aşamasına geçilir; her tematik alan için somut ve uygulanabilir öneriler içeren taslak metinler hazırlanır. 19-20. günlerde, ortaya çıkan öneriler bütünleştirilerek program ve tüzük taslakları oluşturulur; bu aşama, komisyonlar arası entegrasyonun sağlandığı kritik bir evredir. 21-24. günler ise geri bildirim ve revizyon sürecine ayrılır; üye ve paydaşlardan gelen öneriler değerlendirilir, revizyon komisyonu son düzenlemeleri yapar. 25. gün, sürecin nihai metin teslimi aşamasıdır; kurultay öncesi resmî sunum gerçekleştirilir ve nihai metin kamuoyuna açık biçimde yayımlanır.

Bu takvim, ‘hızlı ama kapsayıcı’ bir model sunarak hem örgütsel hazırlığı sistematik biçimde yürütmeyi hem de sürecin bilimsel derinliğinden ödün vermemeyi sağlar.

Sonuç Yerine;

Sosyal demokrat bir parti için program ve tüzük kurultayı, yalnızca iç yenilenme değil, toplumla kurulan ilişkinin yeniden tanımlanmasıdır. CHP’nin 25 günlük hazırlık süreci, uluslararası sosyal demokrat deneyimlerden yararlanarak bilimsel, katılımcı ve şeffaf bir biçimde yürütülürse, kurultay partinin yeniden iktidar perspektifini taşıyan bir dönüşüm süreci olacaktır. Partinin yıllardır biriktirdiği süreç ve tecrübe yukarıda sunulmuş olan 25 günlük süre de bütün bu hazırlıkları yapabilecek kapasitededir. Bu hazırlanma ve planlama sürecini üyelerimizden, partililerimizden ve halkımızdan esirgenmemelidir. Çünkü Türkiye, hızlı bir şekilde istenmeyen bir yolda dönüşümlerini sürdürmektedir. İktidara geliyoruz denilerek, iktidar olunamayacağı da açıktır. CHP’nin neştere halkın da iktidara ihtiyacı vardır. Öyleyse harekete geçilmesinin, yukarıdaki model çerçevesinde 39.Kurultay’a çalışmanın tam vaktidir.

* Uğur TUNÇAY, Yüksek İnş.Müh ve Siyaset Bilimci

Yararlanılan Kaynaklar

1.      SPD. Zukunftsprogramm 2021. Berlin: SPD Bundesvorstand, 2021.

2.      Socialist International. Declaration of Principles. Stockholm, June 1989.

3.      National Democratic Institute (NDI). Best Practices of Effective Parties. Washington D.C., 2020.

4.      Schleiter, Petra. Social Democratic Party Exceptionalism. Oxford University, 2020.

5.      (PSOE) İspanyol Sosyalist İşci Partisi.  Granada Deklarasyonu, Madrid, 2013.

6.      UK Labour Party. Manifesto 2019: It’s Time for Real Change. London, November 2019.

7.      Kentsel Dönüşümün Ekonomi-Politiği; Nebil İlseven/Toplumcu Düşünce, Eylül 2023

8.      Şehr-i İstanbul; Uğur Tunçay/Toplumcu Düşünce, Nisan 2020

Uğur Tunçay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir