Türkiye bir deprem bölgesi ve en son 6 Şubat Depreminde de yaşandığı gibi büyük deprem felaketi yalnızca deprem an’ında yaşanılan yıkımdan ibaret bir olgu değil.
Bir deprem durumunda, deprem sonrası yaşanılan yıkım, can ve mal kayıpları, depremde oluşan kayıpların çok üstünde seviyelerde gerçekleşmektedir. Bu kayıpların en azda tutulması ve hatta tümüyle önlenmesinin en etkili yolu “deprem öncesi” önlemler ve farkındalıkların en üst düzeyde öne çıkartılmasıdır. Burada da en kritik konu mevcut yapı stoğu içindeki riske maruz yapılara yönelik “yapı güvenliği”nin sağlanması, bu yapıların deprem yaşanmadan önce olabildiğince hızla ve rasyonal olarak daha güvenli yapılara dönüştürülmesidir. Bu dönüşüm, konunun bütünlüğü içinde bir yanda politika yapıcıları, diğer yanda da tüm yurttaşlar için kamusal bir ihtiyaç, önemli bir görev ve öncelikli bir sorumluluktur.
Kentsel Dönüşüm alanında yaşanılan kavram kargaşalarının giderilmesi ve sonuca yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi süreçlerinde kaydedilen deneyimler de göstermektedir ki, gerçek anlamda Kentsel Dönüşüm denildiğinde, 3 temel konuda önemli sorunlar yaşanmaktadır: 1) Sosyal Sorunlar-Paydaşlar/Taraflar arasında gereken uzlaşmaların zamanında ve kalıcı olarak sağlanmasındaki güçlükler, 2) İmar Sorunları-ilgili planlar ve uygulama düzenlemelerinde yaşanılan darboğazlar; ve, 3) Ekonomik Sorunlar- Kentsel dönüşümün mali boyutları ve finansal maliyetlerinin yurttaşlara getirdiği büyük yükler.
Bu sorun alanlarınin her biri diğeri kadar kritik önemde olmakla birlikte, kentsel dönüşüm süreçlerinin proje aşamasından “imalat” noktasına gelmesinde ekonomik sorunlar kilit görev oynamaktadır. Ancak Türkiye ekonomisinin büyüklükleri düşünüldüğünde, ekonomik sorunlar kentsel dönüşüm süreçlerini çıkmaza sokacak kadar büyük çözümsüzlükler taşımamaktadır. Yerel yönetimler karşılaşılan güçlüklerin giderilmesinde bu noktada önemli bir çözüm merkezidir. Süreçleri paydaşları nezdinde sürdürülebilir kılan “güven” faktörünün oluşturulması, bu doğrultuda uygulamada “standartların” konulması ve gözetilmesi yalnızca yerel yönetimler ölçeğinde gerçekleştirilebilecek işlevlerdir.
Ancak konuya ilişkin gerçek ve kalıcı çözümlerin mutlaka yerel-merkez işbirliği içinde düşünülmesi gereklidir. Burada kentsel dönüşüm faaliyetlerinin önünde bugün engel oluşturan ekonomik koşulların ulusal ölçekte yapılacak düzenlemeler ve yerel ölçekte yürütülecek faaliyetlerle çözümlenmesi, kentsel dönüşüm süreçlerinin etkinleşmesi ve kitleselleşmesi mümkündür.
Bu noktada İstanbul-Avcılar pratiğinden yola çıkılarak geliştirilen bir öneri olan “-0- Maliyetli Finansmana Dayalı Kentsel Dönüşüm Programı” deprem öncesi önlemlerin hayata geçirilmesinde en etkili yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım, .”Riske maruz bir yaşam gerçeği” karşısında “Güvenli ve sağlıklı bir yaşam hedefini” benimseyen yeni-nesil bir sosyo-ekonomik kalkınma ve refah anlayışını ifade etmektedir.
Önerilen Model; 1) Kendi kaynağını kendi üreten bir kurguya dayalı olarak Sürdürülebilir; 2) Doğrudan ihtiyaç sahibinin yaşam kaygısı gibi bir sorununun çözümüne odaklı içeriği ile Odaklaşmış, 3) Paydaşların bir ortak hedef etrafında birleşmeleri ve kenetlenmelerini öngören içeriği ile Güçlü ve Sağlam, ve 4) Bütün yurtta ve her koşulda kolaylıkla uygulanabilir olması ile Hız, Kolaylık ve Kitlesel Erişilebilirlik özellikleri ile 4 ana unsurdan oluşmaktadır.
Bu modelin en önemli özelliklerinden biri “istihdam-dostu” bir yaklaşımı öngörmesi; diğer bir özelliği de transfer edilebilir/tekrarlanabilir bir öze sahip olmasıdır. Son olarak, önerilen model çerçevesinde kullanılan kamu kaynaklarının belli bir süre içinde geri dönüşü ve bu modelin kamu gelirlerine olan olumlu katkısı nedeni ile, kentsel dönüşüm süreçlerinin kamu maliyesi üzerinde ayrıca olumlu bir katkısı olacaktır.
Kentsel Dönüşüm; yurttaşların yeni, güvenli ve yüksek nitelikli yapılarda yaşamlarını sürdürmelerini mümkün kıldığı ölçüde Kentsel Dönüşümdür. Boş arazilerde gerçekleştirilecek olan yapılaşmalar, riskli bina stoğunu azaltmayacak; geride kalan riskli mekanlarda, deprem felaketini çaresizlikle beklemeye mahkum bırakılan daha düşük gelir düzeyinde yaşayan nufüsun maruz kaldığı yaşam riski aynısıyla devam edecektir.
Buna karşın, -0- Maliyetli Finansmana Dayalı Kentsel Dönüşüm Açılımının toplumun geniş kesimleri üzerinde 4 alanda olumlu ve kalıcı etkileri olacaktır: a) Geniş toplum kesimleri için Güvenli, Sağlıklı ve Yüksek Nitelikli Yaşam ve Barınma koşullarının sağlanması ve bu koşulların standart haline gelmesi; b) Gelir Etkisi c) Servet Etkisi, ve, d) Ekonomide yaygın bir tabana yayılan taşınmaz varlık portföyünün kayıt altına alınarak Kayıt-dışılığın Azaltılması.
Nebil İLSEVEN, Yön.Kur. Bşk.
AVCILAR-AVBEL A.Ş.